Endüstriyel veya ticari işletmelerde elektrik bakım bölümlerinin ay sonu yaklaştıkça akıllarında olan belki de en önemli soru “bu ay reaktif cezaya girecek miyim?” sorusudur. Bu soru her elektrik mühendisinin, teknikerinin/teknisyeninin ve hatta firma sahibinin bile ay sonu uykularını kaçırmalarına neden olabilir.
Peki, sürekli bahsedilen, önlem alınmadığında işletmeleri gereksiz yere mali anlamda sıkıntıya sokabilecek kadar önemli olan bu “reaktif ceza” gerçekte nedir? Bu yazımızda “reaktif ceza” kavramının derinliklerine girmeden önce kısaca “reaktif güç” kavramından bahsedeceğiz ve yazımızın sonunda “reaktif ceza”yı nasıl önleriz sorusuna bir yanıt bulacağız. Reaktif ceza ile başladığımız yazı dizimizin diğer bölümlerinde ise oldukça ilginizi çekecek konulara açıklık getirmeye ve sunduğumuz çözümlerimizi anlatmaya başlayacağız. Bu yazımızda bahsedeceğimiz konular ise:
Hazırsanız başlayalım!
Bildiğiniz gibi mühendislik biliminin belki de en önemli kavramı güç kavramıdır. Elektrik mühendisliği hariç diğer bütün mühendislik bilimlerinde güç dediğimiz kavram çoğunlukla fiziksel/maddesel olgulardan ve kavramlardan ibaret olsa da ne yazık ki iş elektrik mühendisliğine geldiğinde fiziksel/maddesel gücün yanında bir de elle dokunup tutamayacağımız, gözle göremeyeceğimiz bazı soyut güç kavramları da ortaya çıkmaktadır.
Tüm mühendislik bilimlerinde olduğu gibi evrende fiziksel olarak var olan yani belirli bir zaman diliminde fiziksel bir iş yapan yegâne güç “aktif güç” tür. Elektriksel anlamda aktif güç motorlarda mekanik güce, ısı tüketicilerinde termik güce ve aydınlatma tüketicilerinde aydınlatma gücüne dönüşerek fiziksel bir iş yapan güç olarak tanımlanmaktadır.
Peki, evrende fiziksel olan tek güç, aktif güç ise elektrikte sürekli bahsedilen “reaktif güç”, “görünür güç” gibi kavramlar nedir? Bu kavramların derinliklerine diğer yazılarımızda gireceğimiz için burada sadece kısaca bahsetmekle yetineceğiz.
Tüm elektrik tesisleri aslında şebekeden sadece “I” ile sembolize edilen bir akım çeker. Biz de her ay elektrik faturamıza baktığımızda aslında şebekeden çektiğimiz akımının miktarı kadar bir bedeli dağıtım firmasına ödemekle yükümlüyüz.
Fakat bir cümleyle anlattığımız bu olay gerçek anlamda bu kadar basit cereyan etmemektedir. Şebekeden çektiğimiz akımın işletmemizdeki transformatör, motor gibi elemanları çalıştırabilmesi için belirli bileşenlere ihtiyacı vardır.
Bildiğiniz gibi transformatörler ve motorlar elektromanyetik prensiplere göre çalışan elektrik makineleridir. Bir motorun milinden mekanik bir güç elde edebilmek için öncelikle motorun içinde bir elektromanyetik alan oluşturulması beklenmektedir. Aynı şekilde bir transformatörün primer sargısına enerji verdiğimizde sekonder sargısından da enerji alınabilmesi için elektromanyetik gerekliliklerin sağlanmış olması gerekmektedir.
İşte bu elektromanyetik alanı oluşturan akım bizim dağıtım şebekesinden çektiğimiz “I” akımının bir bileşeni olan “reaktif akım” dır. Transformatör ve/veya motor gerekli elektriksel – mekanik gücü verebilmek adına “Ia” olarak isimlendirilen “aktif akım” ve “Ir” olarak isimlendirilen “reaktif akımı” kendi bünyesinde bulunduran bir “I” akımını şebekeden talep etmektedir. Bu akımların oluşturduğu güçlere de hepinizin bildiği gibi “aktif güç” ve “reaktif güç” isimlerini veriyoruz.
Reaktif gücün ne olduğunu kısaca açıkladıktan sonra şimdi de “reaktif ceza nedir?” sorusuna cevap arayalım. Reaktif güç konusunun derinliklerini merak edenler yazı dizimizin devamını bekleyebilirler.
Yukarıda açıkladığımız gibi işletmelerimizde bulunan transformatör, motor, kaynak makinesi, vs. gibi ekipmanların çalıştırılabilmesi için reaktif akıma ve buna bağlı olarak da reaktif güce ihtiyaç vardır. Saydığımız bu ekipmanlar çalıştıkları süre boyunca reaktif güce ihtiyaç duyarlar ve çalışma sona erdikten sonra dağıtım şebekesinden çektikleri bu güç ihtiyacı da ortadan kalkar. Yani reaktif güç, şebeke ile tüketici arasında belirli bir frekansta sürekli olarak salınım yapmaktadır.
Bu salınım şebekeyi gereksiz yere işgal ettiğinden, şebeke kapasitesini azalttığından, elektriksel bütün ekipmanlarda ısı kaybına neden olduğundan dolayı dağıtım şebekesi tüketiciler için rekatif güç salınımını belirli sınırlar içerisine almışlardır. Bu sınırların aşılması sonucu dağıtım şebekesi, tüketicinin elektrik faturasına ay sonunda reaktif tüketim bedeli yansıtır. İşte biz, bu reaktif tüketim bedeline “reaktif ceza” diyoruz.
EPDK’nın yayınlamış olduğu “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar” yönetmeliği reaktif cezanın hangi durumlarda nasıl uygulanacağını ve reaktif ceza sınırlarını kesin bir şekilde belirlemiştir. Bu yönetmelikte Madde – 13(2-3)’ e göre reaktif ceza sınırları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Ceza Tipi | Kurulu Güç Ceza Sınırları | |
< 50kVA | > 50kVA | |
Endüktif Reaktif Sınır | %33 | %20 |
Kapasitif Reaktif Sınır | %20 | %15 |
50kVA’nın altında kurulu gücü olan müşteriler çektikleri aktif enerjinin miktarının %33’ünden fazla endüktif reaktif enerji ve/veya %20’sinden fazla kapasitif reaktif enerji çekerlerse ay sonu faturalarında dağıtım şirketi tarafından verilmiş olan reaktif cezayı görebileceklerdir.
Yine aynı şekilde 50kVA’nın üstünde kurulu gücü olan müşteriler çektikleri aktif enerjinin miktarının %20’sinden fazla endüktif reaktif enerji ve/veya %15’inden fazla kapasitif reaktif enerji çekerlerse ay sonu faturalarında dağıtım şirketi tarafından verilmiş olan reaktif cezayı göreceklerdir.
Yine aynı yönetmelikte Madde – 13(1)’de belirtildiği gibi tüketicilerin reaktif güç kompanzasyonu sistemlerinde oluşan bir arıza sonucu reaktif ceza sınırlarının alışması halinde yılda(takvim yılı) bir defaya mahsus olmak üzere reaktif enerji tüketim bedeli(yani reaktif ceza) faturalandırılmaz. Yani kısaca eğer reaktif cezaya girersek, yılda bir defaya mahsus olmak üzere reaktif cezayı iptal ettirebiliriz. Reaktif cezanın iptal prosedürü ise ya reaktif ceza miktarının nakdi olarak dağıtım şirketi tarafından müşteriye ödenmesi yoluyla ya da bir sonraki ay faturada mahsuplaşma yoluyla gerçekleşmektedir.
Sadece tekil olarak endüktif veya kapasitif reaktif enerji tüketiminden dolayı reaktif sınırlar aşılıp cezaya girilebileceği gibi hem endüktif hem de kapasitif sınırların ikisi birden de ihlal edilebilir. Bu durumda sayaç endekslerinde endüktif veya kapasitif taraftaki en yüksek değer temel alınarak ceza hesaplanır.
Elektrik tesislerinde alışılageldiği üzere reaktif tüketim oranı veya reaktif ceza sayaç üzerindeki endeksler ile hesaplanmaktadır. Çoğunlukla işletmelerde bu endeksleri günlük olarak takip eden bir personel vardır ve sabah tesise geldiğinde yaptığı ilk iş sayaçtan endeks almaktır. Bu personel her sabah sayacın başına giderek 1.8.0, 5.8.0 ve 8.8.0 endekslerini alır. Peki, bu endeksler bize ne ifade etmektedir?
Sayaçtan alınan bu değerler bir önceki günün değerleri ile karşılaştırılır ve reaktif enerji durumu bu şekilde takip edilmiş olur. Bir örnek üzerinden bu olayı daha anlaşılır kılalım:
Sayaç üzerinden birer gün arayla alınan değerler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Endeksler | 1.8.0(T): Aktif | 5.8.0(Ri): Endüktif | 8.8.0(Rc): Kapasitif |
Son Endeks | 7689,265 | 1173,128 | 769,358 |
İlk Endeks | 7523,125 | 1128,468 | 753,289 |
Fark | 166,140 | 44,660 | 16,069 |
Bu durumda tesisimizin reaktif enerji oranlarını hesaplarsak;
Görüldüğü gibi işletmemizin reaktif oranlarının hesaplanması ve cezaya girilip girilmediğinin belirlenmesi bu kadar basit. Fakat görüldüğü gibi bir dizi matematiksel işlem yapılmakta ve bu işlemlerdeki bir nokta veya virgül karışımı işleri içinden çıkılamaz bir duruma sokabilir. Bunun yanında el yordamıyla bu hesaplama yapılırken endekslerden alınan verilerin hesaplanmasında rakamlarda yapılabilecek olan en ufak bir hata da yine işler içinden çıkılamaz bir hal alabilir.
Günümüzde çoğu işletmede bu şekilde bir reaktif tüketim takibi yapılmakta ve yukarıda bahsetmiş olduğumuz hatalar sıklıkla yapılmaktadır. Peki, bu takibin ve kontrolün daha kolay bir yolu olsa nasıl olurdu?
Mesela bir sistem uzaktan bu değerleri bizim için anlık olarak izlese ve en ufak bir sorun gördüğünde bize gerek SMS, gerek mail üzerinden haber verse. Hatta bununla da yetinmeyip yapay zeka destekli olsa. Ayrıca bizim için sadece reaktif enerji takibi yapmanın ötesine geçip, anlık piyasa durumuna göre bize en avantajlı elektik tarifesini sunsa. Bunun yanında geçmiş faturalarımızın doğru şekilde hesaplanıp hesaplanmadığını kontrol etse ve bir yanlışlık bulduğunda bize haber verse. Tüm bunları yapıp ay sonu faturamızdan %30’a varan tasarruf sunsa ne güzel olurdu değil mi?
Bunların hepsini ve daha fazlasını dünyanın tek yapay destekli fatura takip programı Apollo size sunmaktadır.
Apollo dağıtım seviyesine direkt entegrasyonla ana sayaç verilerine ulaşabilir. Özellikle faturaya tabi sayaçları dağıtım merkezlerindeki tesislerin en büyük sorunu olan yer altı kabloların mesafeye bağlı kapasitif etkisini verilerle göstermektedir. Bir de sabit kompanzasyon gruplarının sayaç üzerindeki etkisini en doğru şekilde kullanıcıya sunabilmektedir. Bunun neticesinde ise gerek aktif tüketim rejimi gerekse reaktif tüketim rejimi hataya mahal verilmeden uzaktan izleme ve kullanıcıya kişilerden bağımsız, hatasız veriler vermektedir. Ayrıca Apollo sayesinde geçmiş cezaları hesaplayarak anında bir reaktif cezanız için itiraz edebilirsiniz,
Reaktif cezanın nasıl oluştuğunu görmüştük. Şimdi de reaktif cezayı nasıl engelleyeceğimize bakalım.
Reaktif cezayı engellemenin tek yolu, işletmemizin kurulu gücüne bağlı olarak EPDK “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar” yönetmeliğinde belirtilen sınırlara uymaktır. Bu sınırların içerisinde kalabilmek içinse kompanzasyon sistemlerini kullanmamız gerekmektedir.
Her işletmenin tipi ve üretim skalası farklıdır. Bununla birlikte, yük profillerinin ve proseslerinin değişmesi neticesinde yüklerin ihtiyaç duyacağı reaktif güç rejimi de farklılık göstermektedir. Bu da her işletme için işletmenin kendi koşullarına özel olarak hesaplanmış ve tasarlanmış kompanzasyon sistemlerinin kullanılması demektir.
Kurulacak olan kompanzasyon sisteminin sağlıklı olarak çalıştığını doğrulamak için tüm işletmenin kompanzasyon sistemiyle birlikte izlenmesi gerekmektedir. Bununla işletmeyi reaktif cezadan kurtardığını ve her şeyin yolunda gittiğini de izleyebilirsiniz.
Yapay zeka destekli Apollo bu konuda da size yardımcı olmakta, işletmedeki tüm elektrik sisteminin sağlıklı şekilde çalışıp çalışmadığını ve herhangi bir sorunun olup olmadığını size bildirmektedir.
Dijitalleşen dünyada en önemli olgu sürdürülebilirlik ve hatadan mümkün olduğunca arınmaktır. Apollo, size yukarıda sayılan tüm yetenek ve özellikleri tek bir sistem içerisinde sağlamakta ve size kişilerden bağımsız, hatadan arınmış, yapay zeka destekli bir uygulama sunmaktadır.
Enerji maliyetlerinin oldukça yükseldiği gittikçe dijitalleşen dünyada fatura ve reaktif tüketim takibinin artık elle veya excel yardımıyla değil de yapay zeka ile yapılması artık bir lüks değil bir zorunluluktur.
Faturaların anlık takibi, enerji piyasasına uygun olarak yapay zeka destekli tarife önerileri ve reaktif tüketimin hatasız şekilde takip edilmesi gibi daha birçok konuda Apollo enerjinin dijitalleşmesi serüveninde sizin en iyi yardımcınız olacak! Apollo sizi gereksiz her türlü maliyetin altına girmekten koruyacaktır. Enerji maliyetlerinin çok arttığı günümüzde sadece sayaç ve fatura takibinden ötede Apollo size sunduğu veriler ışığında enerji verimliliği konusunda da en büyük destekçiniz olacaktır.